30 Kasım 2009 Pazartesi

Peynir ve yaşam

Günümüzde fazla kilolar ve ileri boyutta obezite hastalığı insanlığın en önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir.

Hızlı bir kent yaşamı ,kirlenmiş bir atmosfer,aşırı stres,dengesiz beslenme ve doğal olmayan gıdalar vücudumuzun dengesi bozmaktadır.

Hareketsizliğin üzerine eklenmesi ile hantal ve sürekli artan kilolu vücutlar…. Ve bütün bu dengesizliğin sonucu çeşitli hastalıklar ;kemik ve kaslardan başlayan kalp ve damar rahatsızlıklarına yüksek kolesterol ve tansiyona kadar uzanan rahatsızlıklar….

Mutlu bir yaşam sürdürmek isterken ,sadece karnımızı doyurmak için yaptığımız bilinçsiz beslenmeler ,aşırılıklara kaçan atıştırmalar bizi mutsuz bir yaşamın içine doğru itmektedir.

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’deki kadınların % 41 ‘i obezite, bir o kadarı da obezite sınırında…

Kilo verme, biraz olsun zayıflama, kendimizi iyi hissedeceğimiz bedensel ve zihinsel bir rahatlama için çeşitli diyet ve zayıflama formüllerine dört elle sarılır hale geldik.O kadar çok isim altında diyet programları medyada yayınlanmaya başladı ki hangisini uygulamak daha sağlıklıdır veya hangisi metabolizmamıza uygundur bizi bir karmaşanın içine itmekte ve sürekli kafamız karışmaktadır.

Genellikle hangi diyeti uygularsak uygulayalım, normal aldığımız gıdaları eksilterek yani “aç kalarak” diyet programlarına başlıyoruz.

“Aç kalmak” öncelikle mide asitinin yükselmesine yol açmaktadır.

Bu açlık mide salgılarını azalmakta; öncelikle ağız kokusu , gastrit, reflü ve ileri boyutta ülser başlangıcı olabilecek mide problemleri başlamaktadır.

Bağırsak florasındaki denge bozulmakta, vitaminler azalmakta, probiotik bakteriler zayıflamakta ve dolayısıyla bağışıklık sistemi çökmeye başlamaktadır.

Çok kolay hastalanabilecek bir ortama doğru yol alınmaktadır.

İnce bağırsaklardaki sindirim ile vitamin ve mineral sentezi etkinliğini yitirmektedir.

Dolayısıyla böbrekler başta olmak üzere karaciğer,kalp ve beyin gibi organların yeterli besin maddesi alamadıklarından birbirini takip eden şekilde olumsuz etkilenmesi söz konusu olmakta,bu organlar ritmik olarak görevlerini yapamamaktadırlar.

Sinirlerimiz gerilirken, kendimizi daha yorgun ve halsiz hissettiğimiz bir kabus ortamında gel-gitlerin içinde bir işkenceye dönüşen diyet bizi canımızdan bezdirmektedir. Çoğunlukla başlanılan diyet yarıda bırakılmakta veya aksatılmaktadır.

Altınkılıç Light Kefir’i aç karnına içtiğiniz zaman öncelikle sizi tok tutacak az yemenizi sağlayacaktır. Acıkmayacağınız yani midenizde kazıntı diye tabir edilen sizi yemeye zorlayan olumsuzluklar ortadan kalkacaktır.Peynir

Mide salgısı artacak, mide asitiniz yükselmeyecektir.Mide ve bağırsaklarda probiotiklerin sayısı ve etkinliği artacak ,bağışıklık sistemi güçlenecek ,olası hastalıklara karşı savunma ve direnç artacaktır.Bağırsak florasındaki vitaminler çoğalacak.Sindirim daha mükemmel hale gelecek ,kabızlık sorunu ortadan kalkacaktır.

Besin sentezi, vitamin ve mineral emilimi artacak tam bir beslenme sağlanacaktır.

Senkronize olarak böbrekler, karaciğer, kalp gibi organların çalışmasında hiçbir sorun kalmayacaktır.

Vücuttaki toksit maddelerin atılımı artacak, böbrek taşlarının oluşumu engellenecek ve en önemlisi dokulardaki ve kandaki yağlar hızla eritilecektir. İçerdeği güçlü asitler yağların çözümlenmesinde etkin rol oynayacaktır.Kolesterol ile tansiyon dengelenecek ve normale dönecektir.

Gerilen sinirlerin yatışması için içerdiği triptofan amino asidi ile anti stres minerali olan magnezyumun sentezi etkin bir şekilde çözüm olacaktır.Aynı zamanda kronik yorgunluk ,stres azalacak , uykusuzluk ve depresyon gibi rahatsızlıklar azalacaktır.

Kalsiyum zenginliği itibariyle kemiklerin güçlenmesi artacak, kasların kuvvetli olmasını sağlanacaktır. Herhangi bir kanama ve yaralanma riskinde K vitamini üretiminde tek üretici olan probiotikler hemen görevlerini yerine getirecektir.

Altınkılıç Light Kefir tek başına zayıflatma iddiası taşımamaktadır.

Uygulanan diyette metobolizmanın çökmesi engellenecek, bağışıklık sistemi güçlenecek, vücudun gereksinimi olan vitamin ve mineraller eksiksiz bir biçimde light kefirden sağlanacaktır. Maksimum orandaki besinler minimum hacimde alındığı için mide ve bağırsaklar üzerinde basınç olmayacaktır.

Altınkılıç ’in % 1 yağ oranı ile riskler ortadan kalkacak ve içerdiği prebiotik lifler ile canlı mikroorganizma olan probiotiklerin kolonize yapı oluşturacağı sağlıklı bir zemin oluşturulacaktır. Laktoz oranı çok düşük olduğu için şişkinlik ve hazımsızlık yaşanmayacaktır.Doğal olarak içerdiği CO2 gazı sindirim kolaylaşacaktır.

Altınkılıç Light Kefir’i aç veya tok karnına her öğün sabah, öğlen ve akşam hatta yatmadan önce istediğiniz zaman rahatlıkla içebilirsiniz.

İçme oranında bir sınır yoktur.

Light Kefir’i sadece diyet uygulamalarının değil günlük beslenme alışkanlığının en önemli gereksinimi olarak görmekte yarar vardır. Sürekli içilmesi halinde hem hastalıklardan korunmuş olunacak, hem de hücre yenilenmesine katkılarından dolayı gençlik ve dinçlik sağlanacaktır.,